Bu sayfada yapilan son degisim tarihi ( html noter script ) . Serverde
dosya.txt olarak bulunuyor ve banner degisiminden etkilenmiyor.
SSK GÖZTEPE EĞİTİM HASTANESİ BAŞHEKİMLİĞİNE
İSTANBUL
Hastanemizden Üniversitelere yapılan Hematoloji sevkleri hususunda bilgilerinize arzolunur.
1- Kan Hastalıkları Uzmanı olarak bu sevklerle ilgili yaklaşımım şudur : Takibimdeki ciddi bir hastayı
hastanemizdeki gerçek şartlardan dolayı burda takip edemeyeceğimi düşündüğümde; sevk nedenini,
sevk etmeyi planladığım merkezlerdeki Türkiye’de toplam sayıları 150’yi bulmayan bir gruba mensubu
olan meslektaşlarıma açıklayıp onların kabulunu beklerim ve onlar hastayı teslim alana kadar takibime
devam ederim. Hastaya sevk kağıdını verip ilişkiyi kesmek etik değil, tedavi veya sevk kararını verecek
olana takip ettirmemek suç, hele bunu hastayı taburcu edip empoze etmek ise ağır suçtur. FAKÜLTE
YATIŞ SIRASI BEKLEYEN LÖSEMİLER ÖZELLİKLE TELEF OLMAKTADIR.
2- 26/4/2002 tarihli yazımda belirttiğim gibi; Fakülteler, Okmeydanı vb hematoloji kliniklerine
kemoterapi uygulaması sorulabilir ve hemşire riski, ayaktan yoğun tedavi uygulanan Onkoloji üniteleri
ile ilgili olabilir. Çok yüksek doz kemoterapi ile transplantasyon yapılan servislerde kateter bakımı vs
için gereken özel hemşirelik eğitiminin ise bir şişeye 2 ilaç koymaktan ibaret olan kemoterapilerde öne
sürülmesi ve bu gerekçelerle kemoterapinin yapılmaması en hafif ifadeyle yapay bir engellemedir
3- Hematoloji Bilim Dalının en temel tanı ve takip yöntemi olan “ kemik iliği incelemesi”, en az
patologların biyopsi örneklerini incelemesi kadar değerlidir ve bu yöntem bile tek başına bu hasta
grubunun yatırılarak takibinin ne kadar önemli olduğunun delilidir. Diğer dahiliye dallarının örnek
doku incelemesi (örneğin karaciğer biyopsisi) tamamen patologlarca yapıldığı halde, hematoloğun
bizzat kemik iliği aspirasyon incelemesi, bu hasta grubunun takibindeki kilit noktalardan biridir. Şimdi;
sadece bu bile uygulanamadığı takdirde, Üniversite Hematoloji polikliniklerinin kemikiliği incelemesi
gereken zorlu vakalar haricinde takibe kesinlikle almadığı demir eksikliği anemisi dışında, hematolojik
vakaların ayaktan takibi imkansızlaşır ve bu sözümona hematoloji polikliniğine gönderilmiş nerdeyse
tüm hastaların kurum dışına sevki zorlanmış olur. Ayrıca Hematoloji, kendi ilgi alanının tümörleriyle
tamamen ilgilenen nadir bir tıp dalıdır ve bu yüzden Dahiliye Kliniklerinden ilgili yandal uzmanlığına
genelde en fazla tümden hasta sevki yapılan grubu oluşturmaktadır. Onkoloji, solid tümörlerle
ilgilendiği ve buraya yapılan sevkler genelde daha çok dahiliye dışı alanlarda yoğunlaştığı halde,
hastanemizin dahiliye kliniklerinden yapılan onkoloji sevkleri de istatistiklerde aşırı boyuttadır. Son 6
aydır Cerrahpaşa Hemato-Patoloji Bilim Dalı laboratuarına (hematoloğun yapması gereken) kemikiliği
aspirasyonu incelemesi sevkleri yada anemi tetkikinde bizde rutine bindirilmiş olan B12-folikasit
düzeyi sevkleri ( hematoloji kliniğinde tanısal değeri %30), inanılmaz ölçüde hemoglobin elektroforezi
veya multible myeloma tanısındaki MR? sevkleri, hematolojik endikasyonla? başlanılan plazmaferez
furyası (klasik coombs metoduyla negatif bulunan ve önerdiğim çağdaş yöntemle ilave 4 vakada daha
tanı konulan hemolitik anemiye? yada hiperlökositozlu? vakaya yapılan plazmaferez ) yada güncel ve
oturmuş tedaviler yerine bunların uygulamasını bilmeden internet yada dergilerden öğrenilen
protokollarla yapılan denemeler (örnek : akut lösemiye dönüşmekte olan bir KML de güncel ve hayat
kurtarıcı alternatifler varken ne idüğü belirsiz bir kemoterapi denemesi), kesinlikle lüzumsuz ve
“dergide gördüm” le savunulan çok yüksek doz pahalı intravenöz immünglobulin uygulamaları , yanlış
sipariş sonucu olduğunu öğrenip düzelttiğim ve çok uzun zamandır çocuk biyopsi veya aspirasyon
iğnesi ile yapılıp %80 verimsiz sonuçlanan gereksiz kemikiliği incelemeleri, 6 aylık dosya taramasıyla
çok kolayca uzatılabilecek bir israf listesinin bazı belgeleridir. Bunlar olmasa bile örneğin SSK
Okmeydanı Eğitim Hastanesi Dahiliye kliniklerinde özellikle Hematolojiye yatak ayrılmasının nedeni,
dahiliyenin işini en az tamamlayıp en çok sevk ettiği grup olması nedeniyle yaşanmış olan sorunlardır.
Ketoasidoz komasını endokrinoloğun, siroz kanamasını gastroenteroloğun dahiliyeye bırakabilmesinin
benzeri, hematolojideki ağır durumlar özellikle tecrübe gerektirdiği için burda uygulanamaz.
4- Hastanemizde göreve başladığımdan beri insani, mesleki, etik olarak tüm hassasiyetimle ve enerjimle
bu hasta grubuna sahip çıktım ve siz, bu hasta grubunun sorumluluğunu almaya görevi yanında
gönüllü bir insanın kıymetini anlaşılmaz bir hırsla kabul etmek istemeyenleri dinleyerek beni tamamen
poliklinikte çalışmaya gönderdiniz ve açtırdığınız poliklinik de aslında böylece etkisiz hale geldi.
Dahiliyede resmi hasta takibinin kliniklerle kopukluğu en son haddine varmıştır.
Hastalar, Kurum, Asistanlar aleyhine olan uygulamaya taviz verip, hele hele hastayı kontrolüme almadan
sevketmek gibi bir suçu işlemem mümkün değildir. Bu yönde oluşacak baskıların sorumluları Cumhuriyet
Savcıları ile muhatap olacaktır. SORUNLAR DAHA FAZLA BÜYÜMEDEN PÜRÜZSÜZ HEMŞİRE
VE ASİSTAN DESTEĞİYLE TEDAVİ VEYA SEVK KARARI İNSİYATİFİM İÇİN ACİL HALE
GELEN YATAK KONTENJANINI TALEP EDİYORUM.
Uzm.Dr. Zafer Gereçci İç Hastalıkları-Hematoloji